|
taşıtlarda ses ve titreşimler
. Sesin Tanımı
Duyduğumuz her ses, kulak tarafından algılanabilen, esnek maddi ortamda yayılan mekanik titreşim dalgasıdır.Katı, sıvı ve gazların pek çoğu sesin yayılmasına elverişli bir ortam oluşturur.Böyle bir ortamda oluşturulan bir mekanik tedirginlik, bir noktada ani bir basınç yükselmesine yol açar. Ortam esnek olduğundan sıkışma durumu kalıcı değildir; Sıkışan bölge, tedirginlik etkisi ortadan kalkar kakmaz genişler, ama bu sırada komşu bölgelerin sıkışmasına yol açar.Bu durum periyodik bir biçimde yenilenir.Sonuç olarak her bölgeden birbirini izleyen sıkışma ve seyrelme dalgaları geçer.Bu dalgalar boyuna dalgalardır;bir başka deyişle, ortamın parçacıklarının titreşim hareketi dalga hareketi doğrultusundadır.Bu dalganın ortam içindeki hızı, ortamı oluşturan maddenin yoğunluğuna ve denge basıncına, özgül ısısına (gazlar için), esnekliğine (katı ve sıvılar için), sıcaklığa ve dalganın frekansına bağlıdır.00 C sıcaklıkta ve deniz yüzeyi basıncındaki kuru havada sesin hızı saniyede 331,28 m'dir. (Bu değer 1986 da belirlenmiştir).Sesin hızı deniz suyunda 1,490 m/s çelikte ise 5 m/s dir.
1.1. Sesin Fiziksel Özellikleri
a- Genlik
Ses basıncı, atmosferik basınç (ses yokken) ile toplam basınç (ses varken) arasındaki farkın ölçüsü yada genliğidir.Sesin genliği için pek çok ölçü tipi bulunsa da, ses basıncı temel ölçüdür.Ses basıncı salınırlarının birimi desibeldir (db);bir ses basıncı seviyesi belli bir rakamdaki Desibel değeridir.Desibel ölçeği logaritmiktir; çünkü ses şiddeti aralığı öyle geniştir ki ölçülmesi yada gözlenmesi gereken tüm sesleri lineer bir ölçeğe sığdırmak imkansızdır.İnsan kulağı sese inanılmaz derecede geniş bir aralıkta tepki verebilmektedir.Üst sınırda, yani acı sınırındaki bir ses, duyula bilen en kısık sesin tam on milyon katı büyüklüğündedir.Bu on milyonun bire oranı ancak logaritmik olarak gösterilebilmekte ve 140 db ile noktalanmaktadır.
Desibel özelliğindeki bir başka özellik de, iki farklı sesin ses basıncı seviyelerinin aritmetik olarak toplanmamasıdır.Örneğin 60 db lik bir ses, 60 db lik bir başka ses ile toplandığında, artış sadece 3 db olacaktır; yani toplam 120 db değil 63 db olacaktır.dahası eğer iki farklı seviyede ses söz konusuysa, düşük olanın büyüğe katkısı fark azaldıkça azalır.Eğer ikisi arasındaki seviye farkı 10 db'in üzerinde ise, düşük seviyeli sesin hiç bir etkisi olmaz.
b- Frekans
Bir ses kaynağının titreşme yada havayı titreştirme miktarı, frekansı belirler.zamanın birimi genelde bir saniyedir ve bir saniyedeki cevrim sayısını ifade etmek için "Hertz" terimi kullanılır.Frekansın birimi Hz dir.İnsan ve bir çok hayvanın kulağı, geniş bir frekans aralığına sahiptir.İnsanlar yaklaşık olarak 16-20 Hz arasında frekansa sahip sesleri algılayabilir.Günlük hayatta saf tonlarla son derece seyrek karşılaşır.Seslerin büyük çoğunluğu bunun yerine bir çok frekanstan oluşan bir karmaşık birliktelik sergiler.
c- Zaman Modeli
Sesin zamana ait doğası, zaman ve seviye cinsinden açıklanabilir:Süreklilik, dalgalanma geçicilik anilik.Sürekli sesler şelale sesi gibi, sabit bir seviyede oldukça uzun bir periyoda sahip seslerdir.Geçici sesler, kısa periyotlarda seyreden, telefonun çalışı, uçağın kalkış yada inişi gibi seslerdir.Ani sesler, tokat yada silah sesi gibi, çok kısa bir zaman dilimi içinde oluşan seslerdir.Dalgalı sesler ise yoğun bir kavşaktaki trafik sesi gibi, zamana göre seviyesi değişen seslerdir.
d- Sesin Gürlüğü
Akustikte, sesin neden olduğu işitme duyumunun şiddetine ilişkin niceliktir.İnsan kulağının algıladığı ses gürlüğü, yaklaşık olarak sesin şiddetinin logaritması ile orantılıdır.Burada bahsi geçen ses şiddeti, birim zamanda sesin yayılma yönüne dik duran bir yüzeyden, bu yönde geçen ses şiddetidir ve birimi (w/m2)'dir.Ses şiddeti çok zayıfsa ses işitilemez;sesin şiddeti çok yüksek ise ağrı duyulur ve kulak için tehlikeli durum ortaya çıkar.Bu iki eşiğe (işitebilme ve ağrı) karşılık gelen ses enerjileri arasındaki oran yaklaşık olarak 2x1012'dir.Bu oran kişiden kişiye değişebilir, ayrıca sesin frekansına da bağlıdır.İnsan ve bir çok hayvanın kulağı geniş bir frekans aralığına sahiptir.
Ses gürlüğü birimi olarak fon kullanılır;bir fon 1 db'lik ses şiddete farkına karşılık gelir.Bir sesin fon olarak gürlüğü, dinleyiciye aynı gürlükte gelen 2 kHz frekanslı bir sesin db olarak ifade edilen şiddetine eşittir.Ölçümü yapılan sesin gürlüğündeki artış 1 fon olduğu kabul edilir.(Şekil-1).
Gürlükteki artış ile gürlüğü fon cinsinden ifade eden sayıdaki artış birbirleri ile orantılı olmadığından uygulamada daha elverişli bir birim olan son kullanılır.Gürlüğü 40 fon olan bir sesin gürlüğü 1 son olarak alınır. Bu sese oranla iki kat daha gür olarak algılanan sesin gürlüğü 2 son olur.
Şekil 1. Günlük yaşamda karşılaşılan seslerin fon ve son karşılıkları
e- Ses Şiddeti
s dalgalarının ilerlediği doğrultuya dik durumdaki birim alandan birim zamanda geçen enerji miktarıdır.Ses şiddeti güç/zaman birimiyle ölçülür.Ses gürlüğünün öznel bir nicelik olmasına karşılık ses şiddeti nesnel bir niceliktir;uygun ölçme aygıtlarıyla ve gözlemcinin işitme duyumundan bağımsız olarak ölçülebilir.Bir sesin şiddeti ile aynı frekanstaki bir başka sesin şiddeti, bunların şiddetleri bir birine bölünüp elde edilen oranın logaritması alınarak karşılaştırılır.Bir sesin şiddeti 1, diğer sesin şiddeti de 10 ise, şiddet oranı B=Log 10 (1/10) eşitliğiyle bel birimi cinsinden bulunur.
f- Duyma Hissi ve Kulak Hassasiyeti
Ses insanın duyma mekanizması tarafından şu şekilde algılanır. Ses basıncı dalgaları, kulak yapısına pinna ve işitsel kanal yoluyla girer.işitsel kanal, iç kulağa kemikçikler yoluyla bu enerjiyi transfer edecek olan timpanic membranı titreştirir.iç kulak bu enerjiyi elektrik dürtülerine dönüştürür ve işitsel sinirlerden beynin içindeki gerçek işitsel bölge gönderilir.
İnsanın duyma mekanizması, bir ön amplifikatör gibi çalışan dış kulaktan başlayarak son derece komplike bir yapı sergiler.Duyma özellikleri üzerine yapılan testler ve araştırmalar, duyma mekanizmasının yanı sıra, eş duyma eğrileri ve en alt ile en üst duyma sınırlarının ortaya konması ile akustiğin temelini atmıştır.Bilimde kat edilen uzun mesafenin ardından, duyma hissindeki perde ve gürlük gibi algıların keşfedilmesi ile ses kalitesi konusuna bir temel teşkil eden psikoakustik bilimi ön plana çıkmıştır.
Akustik Hedeflerdeki Değişim
Gürültüyle savaşın bir numaralı olduğu akustikte, bilim adamlarının yıllar boyunca üzerinde en fazla çalıştığı konu, üründen yayılan akustik enerjiyi azaltmak oldu bu çabanın mantığı ise seviye itibarı ile "alçak olan daha iyidir" anlayışına dayanır.
Bir çok ürün uzun süre maruz kalındığında kullanıcının duyma yetkisini olumsuz etkileyen seviyelerde sesler yaymaktadır.İlerleyen yıllarda bir çok yönden daha gelişmiş olan tasarımlar bu durumun değişmesine yardımcı olmuştur.
Lüks bir otomobil 120 Km/h sabit hızda ilerlerken kabin içi ses basıncı seviyesi günümüzde 70 db'lin altına düşürülmüş durumdadır.Böylece bu seviyede bir ses, saatler süren bir yolculukta yolcuların işitme sistemine doğrudan bir zarar vermemektedir.
Şekil 2. Kabin içi ses basıncı seviyelerinin istatistiki değerleri
1996-99 yılları arasında Auto motor, Sport ve Auto Show dergilerinde yayınlanan 202 adet binek otomobilinin kabin içi gürültü testlerinde kaydedilen ses basıncı değerlerinin istatistiksel olarak analizi yapılmıştır.Buna göre spesifik güç değeri 100 BG/ton ve üstünde olan yeni nesil otomobillerin kabin içlerindeki ses basıncı değerleri 130 Km/h hıza kadar, 70 db'li geçmemektedir.Spesifik güçleri 50 BG/ton olan otomobillerde ise 120 Km/h hızla seyir halinde kabin içi gürültü seviyelerinin ortalaması yaklaşık 72db'dir.
Taşıt Gürültüsü
Gürültü kirliliğinde en büyük pay sahibi trafik gürültüsüdür.Trafik gürültüsü, motorlu taşıtların tek başına oluşturdukları gürültülerin toplamından meydana gelmektedir.İnsan sağlığını tehdit eden bu gürültüyü kontrol altına alabilmek için belli sınırlar getirilmiştir.
Gürültü kaynağı olarak motorlu taşıtların gürültüsünün azaltılması çalışmaları günümüzde artarak devam etmektedir.Trafik gürültüsünden korunmak için var olan tedbirler haricinde taşıtlarda tedbir alınması gerektiğinden, çevre bilinci ve teknoloji gereği gürültü kontrol altına alınmaya çalışılmış, taşıt gürültü ölçümleri standartlaştırılmış ve sınır değerler tespit edilmiştir.
Taşıtlarda iç ve dış gürültünün azaltılması imalatçı için çok önemlidir.Bu gün pazara çıkacak yeni bir aracı diğerlerinden ayıran faktörlerden biri de kabin içi ses kalitesidir.Taşıtın çalışma şartları hakkında son derece gerekli ip uçları verebilen kabin içi sesler,aynı zaman da sürüş konforunu da birebir etkileyen özelliklere sahiptir.İşte taşıt imalatçıları üretmiş oldukları otomobillerinin gürültü seviyelerini uluslararası gürültü yönetmeliklerine uygun hale getiremezlerse ihracat ve rekabette geri kalacaklardır.
Tamamlanmış mamulün gürültüsünü azaltmak için yapılan çabalar, taşıtta gürültüye sebep olan kaynakları ve bunların sebebini tespit edip, tasarım aşamasında tedbir almaktan daha pahalı ve yetersiz olacaktır.Bu yüzden kabin içi ses kalitesi, taşıtlardaki en önemli pazarlama kriterlerinden biri haline gelmiş durumdadır.
Taşıtlarda kaynaklan trafik gürültüsü temel olarak şu özelliklere bağlıdır.
1. Aracın türü ve sınıfı.
2. Araç tasarımında kullanılmış olan gürültü kontrol önlemlerinin nicelik ve nitelikleri.
3. Aracın mekanik durumu.(aşınmalar, susturucu durumu, motor ayarları, v.b.).
4. Aracın çalışma şartları.
5. Yol yüzeyinin durumu.
6. Gürültünün yayılmasını engelleyen şartlar.
Taşıt Gürültü Kaynakları
Hareket halindeki bir taşıtın gürültüsü;güç birimi (motor, emme ve egzoz), soğutucu fan, aktarma organları, yol gürültüsü, frenler, askı düzeni ve gövdeden gelen seslerin toplamını oluşturmaktadır.
Şekil 3. Taşıtlarda gürültü kaynakları
Bu kaynakların kendi aralarındaki önem dereceleri araç tipine ve çalışma koşullarına bağlıdır.Küçük taşıtlar için küçük vites kademelerinde gidilen küçük hızlarda motor en belirleyici gürültü kaynağıdır.Büyük vites kademelerinde gidilen yüksek hızlarda ise lastik gürültüsü artarak motor ve aktarma organlarının etkisinin üstüne çıkar ve en belirgin gürültü kaynağı haline gelir.Dizel motorlu büyük kamyonlarda ise motor, egzoz ve soğutucu fan gürültüleri çok daha belirgin etkiye sahiptirler ve yüksek hızlarda lastik gürültüsü belli bir etkiye sahip olabilir.Genel olarak, dizel motorlu çok büyük kamyonlar hariç tüm taşıtlarda 100 km/h ve üzerindeki hızlarda lastik-yol gürültüsü en etkin kaynaktır.Modern küçük taşıtlar için bu değer 60 km/h seviyesine kadar düşmektedir.
Taşıt Gürültü Kaynaklarının İncelenmesi
Taşıtların trafik içerisinde seyirleri sırasında veya park halinde motor çalışıyorken oluşturdukları gürültü çeşitleri taşıt gürültü kaynakları konusu içerisinde anlatılmıştı.Bu gürültü kaynaklarından en önemlileri olarak kabul edilen motor, egzoz ve lastik-yol gürültülerini tek tek şu şekilde açıklayabiliriz.
a. Motor Gürültüsü
Taşıt gürültüsünün incelenmesinde, taşıtın her bir parçasının toplam gürültüye katkısının incelenmesi gerekir.Ancak çoğu durumda, gerek ticari, gerekse binek taşıtlarda, içten yanmalı motor ana gürültü kaynağıdır.
Motordan yayılan gürültü genel bir biçimde şöyle gruplandırılabilir.
1- Eş zamanlı çalışan parçaların birbirine çarpmasıyla oluşan mekanik sesler.
2- Yanma işlemi sonucunda basınç değişimleriyle oluşan yanma gürültüsü.
3- Emme gürültüsü.
4- Egzoz gürültüsü.
Bu gürültülerin payları, genel gürültü içinde araçtan araca, yük, hız ve yola göre değiştiği gibi motorun bakımsız olması da gürültüyü arttırıcı bir faktördür.
Motorlu taşıtlarda kullanılan, yüksek hızlı dizel motorlarının gürültülerinin azaltılması iyi bir performans ve temiz gaz emisyonları için gereklidir.Şekil 4 'de de gösterilen motor gürültüsünün genel oluşumu, motor gürültüsünü azaltmak için bazı stratejiler önermektedir.Bunlar; yanma basıncının kontrolü, piston çarpması gibi mekanik çarpma kuvvetlerinin kontrolü, krank mili titreşimleriyle ortaya çıkan ana yatak çarpması kontrolü, enjeksiyon sistemindeki çarpma kuvvetinin kontrolü gibidir.Motor bloğunun düşük gürültü için yapısal tasarımı ve gürültü yayılmasının kısmi kaplama ile kontrolü de diğer motor gürültüsünü azaltma yollarıdır.
Şekil 4. Motor gürültüsünün genel mekanizması
b- Yanma Gürültüsü
Yanma işlemi içten yanmalı motorlarda gürültüyü birkaç şekilde arttırılır.Zamanla değişen kuvvetler motor bloğuna doğrudan etkiyerek, yapının titreşmesine ve gürültü yayılmasına sebep olurlar.Yataklarda ve boşluklarda çalışan parçaların çarpmasıyla gürültü oluşur.Yataklarda vurmalarla oluşan bu gürültü de ikincil gürültü olan yatak gürültüsünü oluşturur.Hızın etkisiyle silindirin içinde hareket eden pistonun bir silindir baskı yüzeyinden diğer yüzeye çarpmasıyla oluşan piston vurması, diğer bir gürültü kaynağıdır.
Motordan yayılan gürültü büyük ölçüde basınca bağlıdır.Silindir basıncının üst ölü noktadan sonra 35° krank açısında patlamasıyla yanma gürültüsü artar.
Yanmanın neden olduğu titreşimlerin, motor dış yüzeylerin de iletilmesi, içten yanmalı pistonlu motorlar için kaçınılmazdır. Farklı yanma sistemlerinde basıncın sıkıştırma anındaki artışı yüksek hızlarda daha az önemlidir.
c- Mekanik Gürültü
Bir motorun çalışması esnasında, motor bloğunun çeşitli yerlerinden, bloğa etkiyen çeşitli kuvvetler vardır. Bunların en önemlileri, gaz kuvvetleri ve atalet kuvvetleridir. Eğer motorda çalışma boşlukları, toleranslar olmasaydı gaz kuvvetleri gürültüye sebep olan en büyük kuvvet olacaktı. Ancak, bütün motorlarda yatak yüzeylerinde tolerans boşlukları olması kaçınılmazdır. Bu boşluklarda yüksek hızlarda çalışan parçaların. bir yüzeyden diğerine çarpmaları da engellenememiştir. Emme ve egzoz supaplarının ve enjektör milinin yuvalarına oturmasıyla çıkan çarpma gürültüleri, bu kategori içinde değildir. Motorun çalışma çevrimi ile ilgili, bloğa bağlı parçaların oluşturduğu gürültü mekanik gürültü kaynakları olarak sınıflandırılmıştır.
d- Emme Gürültüsü
Motorlu taşıtlarda emme gürültüsü en büyük gürültü faktörlerinden biri olmasına rağmen egzoz gürültüsü kadar dikkate alınmamıştır. Son zamanlarda ağırlık ve yakıt sarfiyatı bakımından 4 silindiril motorlar tercih edilmiş ve buda motorların performansını arttırırken, giriş gürültüsünü arttırmıştır.
Emme gürültüsü, düşük frekanslarda uğultu veya gürleme gibi şekillerde ortaya çıkar. Emme gürültüsü en çok kelebeğin tam açık olduğu ve hızlı ivmelenme anlarında rahatsız edici olur. Hava giriş sesi, emme kanalının tam hem açılmasıyla hem de kapanması ile oluşur. Açılırken silindir basıncı atmosfer basıncından küçüktür. Pistonun aşağı doğru hareketi ile oluşan hacim artışı, oluşan dalgalanmaya karşı koyar. Emme supabının kapanması da aynı şekilde bir dalgalanmaya neden olur. Hava girişinden çıkan gürültü egzoz gürültüsü ile aynı şekilde meydana gelir.
Çok silindirli motorlarda düz bir akış daha az gürültüye neden olur. Emişte akış hızı egzozdaki gibi ani değişmez ve emme gürültüsü daha az olur. Hava filtreleri de bir ölçüde susturucu görevi yapar. Emme kanalı susturucuları olarak akustiği önleyen rezonans filtreleri kullanılır. Ancak bunlar sesi azaltırken volümetrik verimi düşürürler.
e- Egzoz Gürültüsü
Egzoz gürültüsü toplam motor gürültüsü bileşenlerinin en önemlilerinden biridir. Bu gürültü, egzoz supabının açılması ile gazın hızlı bir şekilde ve sıcak olarak egzoz sistemine bırakılması ile oluşur. Egzoz sisteminde gürültü, boru yüzeylerinden yayılan gürültü ve borudan çıkan gürültüden meydana gelmektedir. Egzoz borusundan çıkan gürültünün sebebi gazın basıncı ve hızıdır. Boruların yüzeyindeki gürültü ise egzoz manifoldundan iletilen titreşimler ve boru yüzeylerine etkiyen gaz basıncı titreşimleri sebebiyle oluşur.
Sıcak egzoz gazları, egzoz borusu ve susturucu boyunca 80 m/s' den daha yüksek hızlara ulaşmaktadır. Böyle hızlı akış da, daha büyük gürültülere ve geri basınca sebep olmaktadır. Egzoz sisteminden yayılan gürültünün oluşumu Şekil-5.'de gösterilmektedir. Burada üç gürültü kaynağı vardır. Egzoz gazları gürültüsü, boru yüzeyinden yayılan gürültü ve susturucu yüzeyinden yayılan gürültülerdir.
Şekil 5. Egzoz sisteminden yayılan gürültünün oluşumu
Motor silindiri içinde oldukça yüksek basınçlarda oluşan yanmış gazlar egzoz supabının açılması ile silindiri darbeli bir şekil de terk ederler. Böylece egzoz borusunda daha sonra da açık havada bir ses dalgasının oluşmasına sebep olurlar. Egzoz borusunda ilerleyen ses dalgası, egzoz boru hattının sonunda dirence sebep olacak şekilde aksettirilir. Ses dalgası, açık havaya küresel ve aşırı şiddetlenmiş bir şekilde aktarılır. Egzoz borusunda ses basıncı ve ses akışı karşılıklı olarak faz kaymasıyla ortaya çıkarlar.Buna karşılık açık havada aynı fazdadırlar. Ses, esas olarak motorun egzoz gazlarını büyük bir hızla egzoz supabından dışarıya darbeli olarak itmesi sonucu ortaya çıkar.
Egzoz gazları miktarından bağımsız olarak 1/5, 1/10 'u kadar bir akım hızıyla ilerler. Atılan her gaz miktarı bir önceki egzoz çıkışma doğru iter. Egzoz gazlarını ileten boru ve kanallarda ses dalgaları, boru yada kanal içerisinde ilerlerken kanal dışında da genellikle rahatsız edici gürültülere neden olmaktadırlar. Özellikle boru ve kanalların giriş ve çıkışında gürültü düzeyi daha da yüksek olmaktadır.Boru ve kanalların dışarıya ilettikleri sesin azaltılması yada dışarıya açılan boru ve kanalların neden oldukları gürültünün kontrol altına alınması istenmektedir.
Boru ve kanalların dışarıya ilettikleri sesin azaltılmasında veya neden oldukları gürültünün kontrol edilmesinde, filtre elemanı olarak genellikle susturucular kullanılır.Susturucular atmosfere açılan boru yada kanal ağızlarında veya boru yada kanal boyunca araya bir yere konulabilir. Motorla susturucu arasındaki uzun hatların tüm titreşimleri darbeli olur. Böylece motor yükünü kötü yönde etkiler ve sadece çok özel elemanlarla sönümlenmesi mümkün olabilir. Kural olarak 4-6 silindirli motorlarda çift veya üç susturucu kullanımı gerekmektedir. Tek susturucu halinde giriş ve çıkış hattının birbirine eşit, çift susturucu halinde ise giriş ve bağlantı hattının bir birine eşit alınması kullanılabilir bir çözüm getirir. 4-6 silindirli 4 stroklu motorlarda tek susturucu uygun değildir.
Taşıt gürültüsüne ikinci en büyük katkıyı yapan egzoz gürültüsünün azaltılması için çeşitli susturucular kullanılmaktadır. Fakat bunlar ağırlık, hacim ve maliyet açısından, üretim ve uygulanabilirlikleri sınırlıdır. Yaygın olarak kullanılan susturucuların içinde akış yumuşak olduğundan yayılan gürültü daha azdır.Türbülanslı akış ise daha fazla gürültü sebebidir.
Egzoz gürültüsünü engellemek için üç tip susturucu vardır.
- Büyüyen tip susturucular.
- Rezonatör tip susturucular.
- Dağıtıcı tip su susturucular.
Maliyetleri düşüp verimleri arttığı için elektronik egzoz susturucuların kullanılması artık mümkün olabilmektedir. Bu susturucular, klasik pasif egzoz sistemlerinden oldukça farklıdır ve aktif veya yarı aktif olabilirler.Yarı aktif sistemler sadece motorun hızı, yükü ve egzoz geri basıncı gibi şartlarda etkili olurlar. Aktif sistemler ise gürültüyü ölçüp doğru sinyali kontrol ünitesine gönderen, en azından bir kontrol uyancısı kullanırlar.
Böyle bir sistemin egzoz sisteminde kullanılmasına şunlar sebep olmaktadır.
- Susturucu hacmini küçültmek veya iç yapısını basitleştirmek ağırlığı ve kapladığı alanı azaltmak, bununla beraber borudaki gürültüyü kabul edilebilir bir seviyede tutmak.
- Susturucu hacmi olmaksızın motor gücünü arttırmak.
- Farklı motor seçenekli taşıtların, susturucu büyüklüklerini standart hale getirmek.
Egzoz borusunun son kısmının gürültüsüne susturucu hacminin etkisi, bir motorda 3000 dev/dk Dönme hızına kadardır. 3000 devirin üzerinde susturucu hacminin etkisi çak azdır. Bu devrin üzerinde gürültü düzeyi esas olarak akış gürültüsü ile tanınır.
f- Lastik Gürültüsü
Lastikle yol arasında oldukça karmaşık bir ilişki bulunmaktadır. Lastik gürültüsünün oluşum mekanizmaları ve lastik gürültüsünü etkiyen parametrelerle ilgili çeşitli çalışmalar yapılmıştır, fakat bu çalışmalar miktar olarak nispeten azdır ve elde edilen sonuçlar arasında çelişkilere rastlanmaktadır.
Lastik Gürültüsünün Oluşumuna Etki Eden Mekanizmalar
1. Lastik özelliklerinin etkisi (Lastik profili desen ve malzemesi, Lastik yapısı ve lastik boyutları)
2. Yol Kaplamasının Etkisi (Yüzey pürüzlülüğü, Akustik Yutuculuk, Mekanik katılık)
3. Aracın Çalışma ŞArtlarının Etkisi (Taşıt hızı, Tekerlek yükü, Lastik basıncı, Islaklık, İvme)
|
|
|
 |
Bir aydının evladını iyi yetiştirmek isteyen bir babaya tavsiyeleri...
ZAMAN ALACAK BİLİYORUM, FAKAT EĞER ÖĞRETEBİLİRSEN ONA, KAZANILAN BİR LİRANIN, BULUNAN BEŞ LİRADAN DAHA DEĞERLİ OLDUĞUNU ÖĞRET. KAYBETMEYİ ÖĞRENMESİNİ ÖĞRET ONA VE HEMDE KAZANMAKTAN NEŞ’E DUYMAYI. KISKANÇLIKTAN UZAKLARA YÖNELT ONU. EĞER YAPABİLİRSEN SESSİZ KAHKAHALARIN GİZEMİNİ ÖĞRET ONA. BIRAK ERKEN ÖĞRENSİN, ZORBALARIN GÖRÜNÜŞTE GALİP OLDUKLARINI. EĞER YAPABİLİRSEN, ONA KİTAPLARIN MUCİZELERİNİ ÖĞRET. FAKAT ONA SESSİZ ZAMANLAR DA TANI. GÖKYÜZÜNDEKİ KUŞLARIN, GÜNEŞİN ALTINDAKİ ARILARIN VE YEMYEŞİL YAMAÇTAKİ ÇİÇEKLERİN EBEDİ GİZEMİNİ DÜŞÜNEBİLECEĞİ. OKULDA HATA YAPMANIN, HİLE YAPMAKTAN ÇOK DAHA ONURLU OLDUĞUNU ÖĞRET ONA. ONA KENDİ FİKİRLERİNE İNANMASINI ÖĞRET. HERKES ONA YALNIŞ OLDUĞUNU SÖYLEDİĞİN DE DAHİ. TÜM İNSANLARI DİNLEMESİNİ ÖĞRET ONA, FAKAT TÜM SÖYLEDİKLERİNİ GERÇEĞİN ELEĞİNDE GEÇİRMESİNİ VE SADECE İYİ OLANLARI ALMASINI DA ÖĞRET.
|
|
|
|